KDZ Ereğli İngilizce Özel Ders. İngilizce Öğretmeni Onur Kalafat. Hemen Ulaşın!

HomeUncategorized @trİngilizce Belirteçler (a an the)

İngilizce Belirteçler (a an the)

Table of Contents

 İngilizce Belirteçler

İngilizce Belirteçler (a an the) konusu çoğu öğrenciye zor gelir fakat kullanımını pratik yoldan bilmek çoğu zaman yeterlidir. Kurallarını ezberlemenin mantıksız olduğunu dahi söyleyebiliriz. Bir miktar İngilizce metin/hikaye/kısa hikaye/makale vb. okumuş çoğu kişi bunların kullanımında zorlanmaz. İngilizce Belirteçler (a an the) i tam anlamıyla doğru kullanır ve konuşmada dahi yerini anlayabilir.

İngilizce Belirteçler (a an the)

a / an 

“A-an” belirteçleri isimlerin önüne gelir ve onların bütün benzerleri içinden “herhangi bir“ tanesi olduğunu belirtmeye yarar. Örneğin bir grup insandan hiç ayrım yapmadan bir tanesini seçilir ise, bu seçilen kişi herhangi bir özelliği olmayan, bütün benzerleri içinden sadece herhangi biridir. Bir şey not almak için bir kimseden bir kalem istendiğinde, bu herhangi bir kalemdir.

“a ve an” belirteçleri sadece isimlerin önüne gelir, sıfat veya fiillerin önüne kesinlikle gelmez.

Ayrıca önlerine “a / an” belirteci gelen isimler mutlaka tekil olmalıdır, çoğul isimler “a / an” belirteci almaz. İsimler sessiz bir harf ile başlıyorsa önüne “a”, sesli bir harf ile başlıyorsa “an” belirteci getirilir.

!!Sayılamayan isimlerin önüne “a / an” belirteci getirilmez.

  • a pencil   (bir kalem)
  • a teacher  (bir öğretmen)
  • a book       (bir kitap)
  • an apple   (bir elma)
  • an engineer  (bir mühendis)
  • an inspector  (bir müfettiş)

Sesli ve sessiz harf kavramı İngilizce’de kelimelerin sadece yazılışı ile  değil okunuşuyla da ilgilidir. Örneğin “university” kelimesinin ilk harfi sesli olduğu halde okunuşu “yunivörsiti” şeklinde olduğu için başına “a” belirteci gelir. Ya da “hour” kelimesinin ilk harfi sessiz olduğu halde “aur” şeklinde okunduğundan kelimenin başına “an” belirteci gelmesi gerekir. Have a look at: Quara

  • a university          
  •   (bir üniversite) an hour        
  • (bir saat)
  • a european city    
  •   (Avrupalı bir şehir)             
  • an heir         (bir mirasçı)

 

The

Belirli bir isimden bahsediliyorsa ‘the’ belirteci kullanılır. “the” belirteci hem tekil ve çoğul sayılabilir isimlerle  hem de sayılamayan isimlerle kullanılır.

  • I bought a book yesterday. The book is about rock music.

İlk cümlede “book” kelimesini ilk defa kullanırken “a” kullanıldı.Ancak ikinci cümlede artık bu kelimeden ikinci kez söz ederken belirgin, bilinen isim olduğundan “the” kullanıldı.

  • They gave me an expensive watch, but I didn’t accept the watch.
  • There was a boy with yellow t-shirt  in the party yesterday. Do you know the name of the boy?

Belirli veya bilinen bir isimden bahsederken “the” kullanılır.

  • They are playing a computer game.
  • They are playing the computer game I bought last week.
  • I saw a man in the garden
  • I saw the man in the garden 
  • I know a place where we can have lunch today.
  • I know the plave you are talking about.

Konuşmanın geçtiği ortamdaki isimlerden söz ederken “the” kullanılır.

  • Please, turn off the computer when you go out. (“odadaki bilgisayar” dan bahsediliyor.)
  • They went to the stadium to watch the derby match.(“Şehirdeki stadyum” dan bahsediliyor.)
  • The walls of the office need to be painted. (ofisin duvarları)

a-an-the İngilizce Belirteçler konusu başlangıç ve orta seviyede İngilizce öğrenenlere en zor gelen konulardan bir tanesidir. Fakat öğrenmesi pratik yapmaya daha doğrusu okumaya ve okuduğunu kullanmaya ve bazen belki dinlemeye ve dinlediğini konuşmayla pekişebileceğini bir İngilizce öğretmeni olarak yaşadım ve gördüm.

 

Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Categories

You May Also Like

Burada alıntı yok çünkü bu yazı korumalı.
English as a second language is called ESL most of the time. It is different from EFL (English as a...
English Alphabet contains 26 letters. Hey!, Do you want to learn English Alphabet letters. If yes, That is the time...