CAN/CAN’T
CAN / CAN’T
(ken/kent)
(-ebilmek /-abilmek)
Türkçe’de karşılığı –ebilmek,-abilmek olan bir şeyi yapabilme yeteneğinden bahsetmek için kullanılan mastardır.
Olumlu Cümle Yapısı
I can play the guitar. (Ben gitar çalabilirim.) (ay ken pıley dı gitar?)
She can climb the tree. (O ağaca tırmanabilir.) (şi ken kılamb dı tiri.)
He can sing a song. (O şarkı söyleyebilir.) (hi ken sing e sang.)
A fish can swim. (Bir balık yüzebilir.) (e fiş ken sivim.)
A bird can fly. (Bir kuş uçabilir.) (e börd ken fılay.)
They can speak Spanish. (Onlar İspanyolca konuşabilir.) (dey ken sipik sipeyniş.)
I can draw a picture. (Ben resim çizebilirim.) (ay ken dırov e pikçır.)
Olumsuz Cümle Yapısı
A baby can’t swim. (Bir bebek yüzemez.) (e beybi ken’t sivim.)
I can’t play the piano. (Ben piyano çalamam.) (ay ken’t pıley dı piyano)
She can’t speak French. (O Fransızca konuşamaz.) (şi kent sipik firenç.)
He can’t decide where to go for his holiday. (O tatil için nereye gideceğine karar veremez.) (hi kent disayd ver tu go for hiz holidey.)
A snake can’t walk. (Bir yılan yürüyemez.) (e sıneyk kent volk.)
A baby can’t talk. (Bir bebek konuşamaz.) (e beybi kent tolk.)
We can’t speak Russian. (Biz Rusça konuşamayız.) (vi kent sipik raşşın.)
Soru Cümlesi Yapısı
Can you swim? (Yes) (Sen yüzebilir misin?) (ken yu sivim?)
-Yes, I can. (Yes, ay ken)
Can you speak German? (No) (Sen Almanca konuşabilir misin?) (ken yu sipik çörmın?)
-No, I can’t. (No, ay ken’t)
Can she play the violin? (Yes) (O viyolin=keman çalabilir mi?) (ken şi pıley dı vayolin?)
-Yes, she can. (Yes, şi ken.)
Can he write a book? (No) (O kitap yazabilir mi?) (ken hi rayt e buk?)
-No,he can’t. (No, hi ken’t.)
Can they run fast?(No) (Onlar hızlı koşabilirler mi?) (ken dey ran fest?)
-No, they can’t. (No, dey ken’t)
Can a cat fly? (No) (Bir kedi uçabilir mi?) (ken e ket fılay?)
-No, it can’t. (no,it ken’t)
Can a bird fly?(Yes) (Bir kuş uçabilir mi?) (ken e börd fılay?)
-Yes, it can. (Yes, it ken.)